KALIBIN TASARIMI VE İŞLENMESİ
TASARIM
Kalıp ve
takımların tasarımı, ekonomik olarak üretilmesi ve kullanılması çok
önemlidir.Üretilecek parçanın şeklinden başlayarak, mümkün olduğu
kadar fazla üretime imkan verecek şekilde bir tasarım yapılmalıdır.
İdeal bir takım çeliğinden yapılmış, uygun ısıl işlemden geçmiş bir
kalıp, tasarım hatalı ise ısıl işlem sırasında bile kırılabilir. Zaman
kaybını önlemek ve maliyetleri düşük tutmak için bir tasarım şarttır.
Kalıbı
oluşturan parçalar, çalışma koşulları göz önünde bulundurularak ayrı
ayrı değerlendirilir.
Hangi parçalar
esnek olmalıdır?
Çalışma
koşullarına göre parçaların korozyona ne kadar dayanıklı olması
gerekir?
Parçada aşınma
mı, yoksa darbe mi ön plandadır?
Keskin köşeler
var mı? Nasıl sakınabiliriz?
Çentik Etkisi:Keskin
köşeli veya ani kesit değişiklikleri içeren kalıp veya takımlar,
peryodik yükler altında bu değişikliklerin çentik etkisi yaratmasından
dolayı tehlike altındadır. Yazı veya desen kalıpları gibi çentikler
içeren kalıpları durumları daha da kritiktir. Bu gibi kalıplarda
özellikle kesit değişimlerinin başladığı noktalarda çatlama başlar.
Sertlik arttıkça risk daha da artar. Sertliğin yüksek olması gereken
kalıplarda köşeleri ve kenarları işlerken daha büyük radyuslar
seçilmelidir.
Isıl İşlem Açısından Tasarım:
Isıl işlem sırasında, gerek çeliğin içerisindeki yapısal dönüşümlerden
kaynaklanan gerilmeler, gerekse de çeliğin yüzeyi ile merkezi
arasındaki sıcaklık farklılıkları iç gerilmeler oluşturur. Bu
gerilmeler çeliğin çatlama veya kırılma riskini arttırır. Eğer
“Gerilim giderme tavlaması” yapılmadı ise, bu risk daha da artar.
Tasarımcı mümkün olduğunca simetrik bir şekil çıkarmaya özen
göstermelidir. Üretilecek parçanın hacmi arttıkça kalıpta bir alt
parça oluşturmanın gerekliliği üzerinde düşünülmelidir. Böyle bir
tasarım aşınan veya hasar gören parçaların hızlı bir şekilde
değiştirebilme avantajını ortaya çıkarır.
İŞLEME
Çelikler
tornalama, frezeleme, planyalama ve taşlama gibi talaş kaldırma
yöntemleri ile işlenirken, işleme yüzeylerinde kesici ucun sürtünmesi
ve yüksek sıcaklıklara ulaşması yüzünden gerilmeler meydana
gelir.Kalıbın şekline ve işlemenin miktarına bağlı olarak bu
gerilmeler değişir.”Gerilim giderme tavlaması”nın amacı bu gerilmeleri
yok etmek içindir.
Kesme
sırasında, mekanik olarak uygulanan hemen hemen tüm kesme kuvvetleri
ısıya dönüşür.Bu yüzden mekanik işleme sırasında açığa çıkan ısı
yayınımı ve kesici takımın ucundaki sıcaklık işlemede çok önemli
etkenlerdir.
Talaşlı imalattan doğan gerilmeler ve ısıl işlem
sırasında meydana gelen iç gerilmeler malzemenin çekme dayanımını
aşarsa, bükülme veya şekil değişikliği
halinde çarpılmalar meydana gelir.
Erozyon İle İşleme:Bu
yöntem, bir elektroddan ark etkisiyle çıkan kıvılcımın, işlenecek olan
parçanın yüzeyindeki metali yakarak uzaklaştırmasıdır. Erozyon ile
şekillendirmenin avantajı, çok miktarda aynı şekli verilecek takım
veya kalıplarda veya sertleştirilmiş çeliklerin şekillendirilmesinde
ortaya çıkar.
Ancak ekonomik avantajlarının yanı sıra,
parça yüzeyindeki olumsuz etkileri de göz önünde bulundurulmalıdır.
Aşağıdaki şekilde erozyon sonrası bir çeliğin yüzey kesidi
görülmektedir. Göründüğü gibi yüzeyden başlayarak; sıcaklığın
etkisiyle çeşitli tabakalar meydana gelmiştir. Bu tabakaların toplam
kalınlığı 30-50 mikrometre arasındadır. Özellikle üstteki beyaz tabaka
içerisinde mevcut mikro çatlaklar ve boşluklar takımın veya kalıbın
erken kırılmasına yol açabilir. Akım yoğunluğun di elektrik ortam,
yüzeydeki gerilmelerin ve yeniden sertleşen tabakanın derinliğine
doğrudan etki eder. Yüzeydeki gerilmeler, çeliğin orjinal menevişleme
sıcaklığının 30 o C altında yapılan bir gerilim giderme
tavlaması ile azaltılabilir.
Erozyonun zararlı etkisini azaltmak için, işlem
olduğunca düşük akımla bitirilmelidir.
Yüzeydeki zararlı tabakalar gaz taşı ile veya
ince taneli bir taş ile mutlaka alınmalıdır. Aşağıdaki şekilde
erozyondan çıkmış yüzeyin taş ile yetersiz alınmasından kaynaklanan
yüzey boşlukları görülmektedir. Bunların çoğu kez çeliğin yapısından
kaynaklanan boşluklar olduğu sanılır. Oysa iyi bir taşlama ve parlatma
ile bu boşluklar giderilebilir.
Boşluklar tüm yüzey boyunca yayılır, fakat
parlatılması güç olan bölgelerde görülür.
Erozyon elektrodu olarak elektrik iletkenliği
yüksek bakır elektrotlar seçilmelidir. Elektrolitik bakırlar tercih
edilmemelidir. Çünkü içerisinde herhangi bir alışım elementi
olmadığından, mekanik özellikleri son derece düşüktür. Oysa CuCrZr(bakır-krom-zirkonyum).
Bakır alaşımının hem sertliği yüksektir, hem de elektrik iletkenliği
yeterlidir. Çok gözlü kalıplarda tecrübeye bağlı olarak 4,5,6 adet
elektrolatik bakırdan yapılan elektrodun yaptığı işi bir adet
CuCrZr’den yapılmış elektrod gerçekleştirebilmektedir.
Taşlama:Çok iyi bir yüzey ve yüksek ölçü
hassasiyetinin elde edilebildiği bir yöntemdir. Dikkatsizce yapılan
bir taşlama işlemi, sertleştirilmiş kalıp veya takımın çatlamasına
sebep olabilir. İyi bir taşlama yapmak için uygun taş seçimi
yapılmalı, yağlı taşlar kullanılmamalı, soğutucu sıvı yeterli miktarda
ve kaliteli olmalıdır.
Çeliğin sertliği yüksek ise, daha yumuşak taşlar
seçilmeli ve daha düşük basınçla taşlama yapılmalıdır.bol soğutucu
sıvı ile taşlama yapılsa bile,taşın yanlış seçimi veya yüksek basınçlı
taşlama, taşlama çatlaklarına yol açabilir. Yüzeydeki aşırı ısınmadan
dolayı yumuşak bir yüzey de ortaya çıkabilir. Taşlama sonunda yüzeyde
meneviş renkleri veya yanmış tabakalar bulunmamalıdır.
Genel Kurallar:
-
Taşlanacak tabaka kalın ise:Kuru
taşlamayı takiben yaş taşlama tavsiye edilir.
-
Taşlanacak tabaka çok hızlı bir
şekilde alınacaksa:Açık gözeli, kaba taneli taşlar tercih edilmeli.
-
Daha düzgün bir yüzey isteniyorsa:Daha
küçük taneli fakat daha yoğun yapıda taşlar kullanılmalı.
-
Geniş alanları taşlamak için:Daha
yumuşak ve daha kaba taneli taşlar seçilmeli.
-
Küçük alanları taşlamak için:Daha sert
ve daha küçük taneli taşlar seçilmeli.
-
Sertliği düşük metalleri taşlamak
için:Daha sert ve kaba taneli taşlar seçilmeli.
-
Sert metalleri taşlamak için:Daha
yumuşak ve daha ince taneli taşlar seçilmeli.
Yüzeyin pürüzlü olması, çalışma
sırasında meydana gelen çekme ve basma gerilmeleri nedeni ile çeliğin
mekanik özelliklerini zayıflatır.yüzey pürüzleri çelik içerisinde
hızla çoğalıp çatlamalara ve kırılmalara yol açan mikro çatlakları
arttırır. Örneğin bu şartlarda çalışan zımbaların yüzeyi çok iyi
taşlanmalıdır.
PLASTİK PARÇALARIN DİZAYNI
Plastik Parçalarda Dizayn İlkeleri
Plastik ile metallerin kalıpta şekillendirilmesi arasında birçok
benzerlik bulunmaktadır. Bu benzerlikler dizaynı etkilemektedir.
Konstrüktörün imalat yöntemi hakkında daha fazla bilgi sahibi olması,
daha iyi bir dizayn şekli sağlamaktadır. Konstrüktör ,dizaynın ilk
aşamalarında çoğu kez imalatçı ile işbirliği yapmakta ve böylelikle en
iyi sonuca ulaşmaya çalışmaktadır. Konuya ilişkin genel kavramlar,
malzeme seçimi, toleranslar, standart ve detaylardır.
Malzeme Seçimi:Malzeme
seçimi, beklenen özelliklerin saptanmasına bağlıdır. Bunlar, çekme,
çentik darbe ve katlanma dayanımları, maximum ve minimum sıcaklık
dayanımı, hava etkisi, aleve ve kimyasal etkilere direnç, elektrik
direnci ile aşınma ve çizilme direnci gibi özelliklerdir. Plastik
parçalar için biçim ve fonksiyonlarına göre malzeme seçimi
yapılabilmektedir.
Yöntem Seçimi:Bu
yöntemin seçiminde, parça dizaynı, malzeme, imalat gereksinimleri ve
maliyet gibi faktörler gözönüne alınmaktadır. Bir parça için
uygulanabilirliği aynı olan birden fazla yöntem var ise, son kararı
vermek için maliyet unsuru dikkate alınmaktadır. Bu da , parça
dizaynı, malzeme, imalat ve takım gibi konuları içermektedir.
Tolerasns
ve Cidar Kalınlıkları:Metallerin
dökümü esnasında parçaya hassas toleranslar ile elde edebilmek için
kendini çekmenin gözönünde tutulması gerekmektedir. Plastiklerde iki
ayrı kendini çekme söz konusudur. İlki, katılaşma ile ortaya çıkan
kendini çekme; diğeri ise bazı malzemeler için söz konusu olan ve
katılaşmadan 24 saat sonra ortaya çıkan kendini çekmedir. Örneğin,
plastik melamin için dökümdeki kendini çekme yaklaşık 0,007-0,009
katılaşma sonrası kendini çekme ise yaklaşık 0,006-0,008 dolayındadır.
Böylece toplam kendini çekme yaklaşık 0,013-0,017 arasında olmaktadır.
Termoset
Plastik Parçalarda Dizayn Karakteristikleri
Kendini Çekme Etkisi:Termoset
malzemelerin gerek soğutma ve gerekse mukavimleştirme işlemi ile
ilgili kendini çekmesi konstrüktör tarafından dikkate alınması gereken
önemli bir faktördür. Konu ile ilgili olarak, reçine türü, plastiklik,
dolgu, ön ısıtma derecesi, kalıp sıcaklığı ve basınç gibi faktörlerin
etkisi vardır. Bir parçanın cidarları arasındaki cidar kalınlıkları ve
değişimleri ile kalıp içindeki malzeme akış yönü distorsiyon ve
çekmelere neden olabilmektedir. Zayıf bir dizayn şeklinin neden olduğu
kendini çekme, iç gerilmede, cam veya mineral dolgulu malzemeler
seçilmelidir. Çeşitli termosetlerin kendini çekme değerlerini tablo 1
de görüyoruz.
Cidar Kalınlığı:Üniform
cidar kalınlıkları, distorsiyon ve gerinimlerin arındırılmış
parçaların sağlanmasına yardımcı olmaktadır. Boyutsal değişimler,
kendini çekmenin yol açtığı gerilmelere neden olmaktadır. Özellikle,
homojen olmayan kalınlıklar veya ani kesit geçişlerinde bu durum daha
da etkindir. Dolu kesitlerin üniform cidar kalınlıkları haline
getirilmesine çalışılır.
Kesitlerin ince
tutulması da, kırılmalara, malzeme akışının sınırlandırılmasına, hava
kabarcıkları oluşumuna, hatalı ve lekeli parçalara neden
olabilmektedir. Kalın cidarlar ise, mukavimleşme için ısıtma süresinin
uzamasına ve parça maliyetinin yükselmesine yol açmaktadır.Tablo 2 de
çeşitli termoplastikler için uygun cidar kalınlıkları verilmektedir.Termoset
parçalar kalıptan kolayca çıkabilecek şekilde dizayn edilmelidir. Dış
çıkıntılar bulunduğunda kalıbın parçalı yapılması gerekmekte, takım ve
parça maliyeti yükselmektedir. Dolayısıyla ilave bölme yüzeyi ve ilave
çapak temizleme işlemi de ortaya çıkmaktadır. İç çıkıntılı parçaların
imali ise hemen hemen imkansız olduğundan bunlardan kaçınılmaktadır.
Bölme Yüzeyi:Bölme
yüzeyi, kalıpların tam çalışması ve sızdırmazlık sağlanması için
önemlidir. Burada düz yüzeyler tercih edilmelidir. Bölme yüzeyi
profilli olduğundan hem maliyet yükselir hem de sızdırmazlık sağlamak
güçleşir. Transfer ve enjeksiyon yöntemlerinde malzeme basılmadan önce
kalıp kapandığından bölme yüzeyi sorunu azaltılmış olmaktadır.
Aşındırıcı etkisi fazla olan profillerde yuvarlatmalara gidilmektedir.
Keskin Köşeler:Bölme
yüzeyindekiler hariç tüm keskin köşelere kavis veya pah verilir.
Bunların malzeme akışı, parça veya kalıbım dayanımı, aşınması, dolması
v.b. yönlerden olumlu etkileri görülmektedir. Dolayısıyla üniform
yoğunluk ve gerilmesiz bir parça bünyesi sağlanmış olur.kavis
yarıçapları (veya pahlar) yaklaşık 0,8-1,1 mm arasında tutulmaktadır.
Delikler:Deliklerin
birbirine ve yan cidara olan mesafeleri, malzemenin kesit aralarında
akış yaparken katmer hatası meydana gelmemesi yönünden önemlidir.
Boydan boya
delikler, kör deliklere tercih edilmektedir. Kalıpta basma yönteminde
delik çevrelerinin çapaksız çıkarılması güçtü ve delik tiplerinin
dizaynı ile
ilgilidir.
Kalıpta basmada, kör deliğin
derinliği h>2,5d olmalıdır. d(çap)=1,5mm ise h=d alınabilmektedir.
Kaburgalar:Termoset
parçaların dayanımını arttırıp deformasyonunu önlemek için
yapılmaktadır. Kaburga kalınlığı, dayandığı kesitten az olmalıdır.
Yüksek bir kaburga yerine, daha az yüksek birkaç adet kaburga tercih
edilir.
Çıkıntılar(Boss):Yuvarlak veya prizmatik
çıkıntılar daha ziyade delik etrafına düzenlenmektedir. Bunların
yüksekliği, çapının iki katı tutulmalıdır. Ayrıca, dip kavisi
verilerek kalıptan çıkarma ve dayanım yönünden kolaylık sağlanmalıdır.
Eğimler:Termoset
parçalara hem iç hem de dış yüzey eğimleri verilmektedir. Kendini
çekme olayı ile ilgili olarak daha fazla sıkma görüleceğinden iç
yüzeylere daha büyük eğimler verilmektedir. Derin çekilen parçalarda
da yan yüzeylere 0,5-1 derecelik eğimler verilerek, malzeme akışı ve
kalıptan çıkarma rahatlatılmaktadır.
Vidalar:İç ve dış vida dişleri kalıpta
basma ile elde edilebilmektedir. Ancak, kalıp ve parça maliyetinin de
yükseldiği görülmektedir. Dış vidalı parçalar, cıvata gibi sökülmek
suretiyle kalıptan çıkarılabilmektedir. Özel tip diş dibi ve diş üstü
yuvarlak ve sığ dişli vidalar ise direkt olarak sıyrılarak
çıkarılabilir. Bazı kalıplar da, vida ekseninden açılarak parça
çıkarılmaktadır.
Boyutsal Faktörler:Termoset plastiklerin
hassas toleranslar ile şekillendirilebilmesi mümkündür. Ancak
şekillendirme proseslerinin hangisi uygulanırsa uygulansın, talaşlı
işlenen metal parçaların toleranslarına ulaşmak olanaksızdır. Bunun
nedenleri şu başlıklar altında toplanabilmektedir.
1-Malzemenin kendini çekmesi
2-Basma sonrası çekme (özellikle üre ve
melaminde yüksektir).
3-Basma esnasındaki zaman, sıcaklık ve
basınç değişimleri.
4-Kalıptaki değişim ve aşınmalar.
5-Basma miktarındaki(veya hacim)
değişimleri.
6-Yolluk ve metal alaşımındaki değişimler.
7-İmalat grupları arasında malzemedeki
değişimler.
Boyutsal
toleransların hassasiyetinin arttırılması, kalıp ve parça maliyetini
hızla yükseltebilmektedir. Bu bakımdan konstrüktör, kritik
boyutlardaki tolerans değerleri için imalatçı ile temas kurmalıdır.
KALIP DİZAYN ESASLARI
Plastik
kalıpları, otomatik, yarı otomatik preslere bağlanabilmekte; hatta
basit el kalıpları olarak düzenlenebilmektedir. Plastik malzeme için
yöntemin doğru seçimi, plastik türü, verilen süre içinde kaç parçanın
imal edileceği, boyutlar, geometri ve toleranslar gibi hususların
belirlenmesi gerekmektedir.
Kalıp dizaynı için genel kurallar şu şekilde
özetlenebilir:
1-Kalıpta kaç adet gravürün yer alacağı,
bunların biçimi ve yeri belirlenmelidir.
2-Uygun presin seçimi yapılmalıdır.
Kalıbın eni, boyu ve kalıp kapanma yüksekliği saptanmalıdır.
3-Her iki tarafından gözlü tutma vidaları
(5/8”) düzenlenmelidir.
4-Bölme yüzeyinin yeri ve şekli ile
iticilerin pozisyonları ve memenin durumu belirlenmelidir.
5-Gazın sıkıştırma noktaları ve dışarı
atılma sorunları incelenmelidir.
6-Soğutma suyu için kanallar
düşünülmelidir.
7-Plastik malzemenin kendini çekmesi göz
önüne alınmalıdır.
8- Meme boyutu belirlenmelidir.(tereddüt
halinde, başlangıçta küçük ve giderek genişleyen kesit düzenlenmesi).
9-Yolluk boyutu ve yeri belirlenir.
10-Eğimler düzenlenir.
11-Kalıp bitirme hassasiyeti belirlenir
(genelde hassastır).
12-Kalıp maçalarının yapılacağı malzemenin
türü ve sertliği belirlenir.
13-Kalıp konstrüksiyonu ile ilgili olarak
çalışma toleransı (yaklaşık 0,125mm) belirlenir. Maliyette yaklaşık
%15 - %20’lik bir artışı göze almak suretiyle 0,005 mm’ lik
hassasiyete kadar ulaşılabilmektedir.
ENJEKSİYONLA KALIPLAMA
Enjeksiyonla kalıplama işlemlerinde termoplastik malzemeler
kullanılır. Termoplastikler yapı bakımından sıcaklık karşısında
yumuşayıp akıcı hale gelirler ve soğutulduğu zaman sertleşmek
suretiyle sadece fiziksel bir değişim gösterirler. Bu sebepten
termoplastiklerin biçimlendirilmesinde enjeksiyonla kalıplama tercih
edilir.
İşlem
Enjeksiyonla
kalıplama işlemi, malzemenin ısıtılarak akıcı hale getirilmesi ve
kapalı soğuk kalıba itilmesi, kalıp içinde soğumak suretiyle
sertleşerek istenilen biçimi alması prensibine dayanır.
Kural
Şekil 4-1 ve
4-2, enjeksiyonla kalıplamanın prensibini göstermektedir. Şekil 4-1,
basit bir enjeksiyon kalıbının bir “atış” yapıldıktan sonraki durumunu
kapalı olarak göstermektedir. “Atış” terimi, parça, giriş, dağıtıcı ve
yolluklar da dahil olmak üzere bir devrede kalıp içine gönderilen
malzeme miktarı için kullanılacaktır. Malzeme; toz veya küçük
parçacıklar halinde depoya konur. Depo, elektrikle ısınan bir
silindirin üzerindedir. Malzemenin her tarafına sıcaklık verilebilmesi
için, silindir içinde malzemeyi cidarlara doğru sevkeden bir yayıcı
(torpido) bulunur. Silindir içindeki ısınan malzeme yumuşar ve koyu
bir şurup haline gelir. Dalıcı bu malzemeyi, memeden yolluğa oradan da
kapalı durumdaki kalıbın sütun boşluklarına iter. Malzeme belirli bir
soğukluktaki kalıp içinde soğur ve sertleşir.
Enjeksiyon
dalıcısı geri çekilir, kalıp ayırma çizgisinden açılır ve parça
kalıptan çıkarılır. Kalıp açık iken, yolluk çıkarma pimi yolluğu
burcundan dışarı çeker. Yolluk, meme ucunun küçük deliğindeki erimiş
malzemeden şekil 4-2’de görüldüğü gibi koparak ayrılır. İş parçaları,
dağıtıcılar, girişler ve yolluk bir ünite olarak kalıptan dışarı
atılır. İş parçaları yolluk ve dağıtıcılardan dar giriş kısımlarından
koparılarak çıkarılır. Kalıp açık konumda ve enjeksiyon dalıcısı geri
çekilmiş iken, malzeme ısıtma silindirine gönderilir. Sonra kalıp
kapanır ve devre tekrarlanır. Şekil 4-1 ve 4-2 basit tipte bir
besleyici düzenini göstermektedir.
Çok pratik ve
etkili diğer malzeme besleme metodları ise, hacimsel tartılı ve ön
plastiklenmiş olarak ısıtma silindirine yapılan beslemelerdir.
Hemen hemen
bütün enjeksiyon kalıpları yarı, yahut tam otomatiktirler. Bu husus iş
parçasının ölçüsüne, kullanılmakta olan presin büyüklüğüne ve
kalıpların tek veya çok iş parçası için yapılmış olmalarına bağlıdır.
İş parçalarını, yolluk ve dağıtıcıları kalıptan dışarı çıkarmak için
kalıbın önemli kısımlarından biri olan bir cins itici sistem
kullanılır. Bütün enjeksiyon kalıpları, çeşitli parçalarına delinerek
açılmış olan kanallardan su dolaştırılarak soğutulur.
Enjeksiyonla kalıplama, termoplastik malzemeler
için geniş uygulama alanı olan çok etkin ve ekonomik metodlardan
biridir. Bu metodla kalıplanan parçalar çok az veya hiç çapak
yapmazlar. Böylece, zımparalama, eğeleme ve tamburlama gibi ikinci bir
işleme gerek bırakmazlar. Termoset malzemelerin işlenmesine göre
kıyaslanacak olunursa, kalıplama devresinin kısa oluşu nedeniyle çok
seri üretim yapmak mümkün olur. Termoplastik malzemelerde artıklar,
dağıtıcılar, yolluklar ve tamamı çıkmayan iş parçaları atılmaz, bunlar
tekrar öğütülür ve tekrar kalıplanır.
Kalıp Bağlantı Takımı Parçalarının
Görevleri
1-Üst Tespit Plakası:
Kalıbın sabit kısmını enjeksiyon makinasının sabit tablasına bağlar.
2-Merkeleme Bileziği veya Yolluk Burcu Tutma
Bileziği:Üst tespit plakasındaki yuvasına, yolluk burcunu ve
memeyi merkezlemek için oturtulur.
3-Dişi Kalıp Bağlama Plakası(Ön dişi kalıp
plakası):Kalıbın sabit kısmında
içine kılavuz pimler konur. Aynı zamanda maçayı, dişi kalıp bloklarını
ve yolluk burçlarını tutar.
4-Maça Bağlama Plakası (Arka dişi kalıp
plakası):Kalıbın hareketli kısmının üst plakasıdır. Dişi kalıp
bağlama plakası ile kalıp ayrılma çizgisini teşkil ederler. Kılavuz
pim burçlarını olduğu gibi maça ve dişli kalıp bloklarını tutturmak
için kullanılır.
5-Dayama Plakası(Arka plaka):Maça bağlama
plakasının arkasına yerleştirilmiş olup enjeksiyonla kalıplamanın
yüksek basıncı altında maça plaksının eğilmesini önlemek içindir.
6-Alt Tespit Plakası: Kalıbın hareketli
kısmını, enjeksiyon makinasının hareketli tablasına tutturmak içindir.
7-Paraleller(Raylar):Alt tespit plakasının
üstüne, kalıplandıktan sonra itici pimlerin çıkardığı iş parçasının
dışarı alınabilmesi için boşluk saplamak amacıyla dayama plakasının
altına tespit edilir.
8-İtici Bağlama Plakası(Çıkarma pimi
plakası):İtici pimleri, iticileri geri itme pimleri ve yolluk
çekme pimlerinin başları için yuvalar açılmıştır.
9-İtici Plaka(İtici çubuk):İtici bağlama
plakası ile bir ünite teşkil etmek üzere cıvatalarla sıkılmıştır.İtici
bağlama plakasındaki pimler için bir arka plaka gibi görev yapar.
10) Dayama Pimleri:Alt tespit plakasına
pres edilmek suretiyle itici plakaya desteklik görevi yaparlar.
11-Sütunlar:Alt tespit plakası ile dayama
plakası arasına yerleştirilen silindirik çubuklardır. Boyları
paralellerle aynı yüksekliktedir. Alt tespit plakasına cıvatalanmıştır.
Maça bağlama plakasına ilave bir dayama olarak kullanılır.
12-Yolluk Burcu:Enjeksiyon makinası
memesine yuvalık eder. Konik deliğinden malzemenin kalıp dağıtıcısına
itilmesine aracı olur.
13-Yolluk Çekme Pimi:Yolluğun açık olan
alt kısmına doğrudan doğruya yerleştirilmiştir. Atış yapıldıktan sonra
yolluktaki malzemenin burçtan dışarı çekilmesinde kullanılır.
14-Geri İtme Pimi(İticiye geri çevirme
pimi-emniyet pimleri):İtici bağlama plakasına yerleştirilmiştir.
İtici bağlama ve itici plakalarını hareket ettirir. Böylece itici
pimler kalıbın kapanması için alt konuma getirilmiş olur.
15-Klavuz Pimler:Sulanmış ve taşlanmış
pimler plakaların birine pres edilmiştir. Kalıp takımının iki yarım
kısımlarını tam ayarında (sağa-sola kaçmamaları için) tutar.
16-Burçlar:Sulanmış ve taşlanmış burçlar
plakaların birine pres edilmiştir.klavuz pimleri yataklık yaparlar.
DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE
TERMOPLASTİKLER
Kolaylıkla şekillenebilen veya deforme olabilen anlamına gelen plastik
terimi eski yunancadan bir sıfat olarak türemiş ve dilimize
yerleşmiştir. Selüloz nitratın 1868 yılında bulunması ile plastiklerle
ilk defa tanışılmıştır. O tarihten bu yana plastikler terimi
makromolekül yapılı organik bileşikler için kullanılmaya başlanmıştır.
1925 yılına kadar önemli bir gelişme olmamış, bu tarihten sonra
yaşanan süratli bir gelişme ile plastik endüstrisi sayılı ve temel
endüstriler arasında yerini almıştır. Bugün dünya toplam plastik
üretimi 110 milyon ton/yıl mertebesine ulaşmıştır.
Geleneksel olarak plastikler, ısı karşısında
gösterdikleri davranışa göre iki ana gruba ayrılmaktadırlar.
Termoplastikler, temel enerji (ısı)
uygulandığında kolaylıkla deforme olabilen malzemelerdir.bu
özellikleri nedeniyle termoplastikleri “recycling” yoluyla tekrar
tekrar kullanmak mümkün olabilmektedir. Stiren polimerleri, PVC ve PE
serisi polimerler, akrilik polimerler, selülozikler, naylon türleri,
çeşitli floroplastikler tipik örneklerdir.
Termosetler ise ısıyla, katalizörle, UV
ışımasıyla muamele edildiğinde, çapraz bağlı bir polimerik yapı
meydana getirerek sertleşen ve artık tekrar ısıtıldığında yeniden
yumuşamayan plastiklerdir. Termoset, epoksiler, melaminler,
üre-formaldehit reçineleri, penolikler tipik örneklerdir.
Plastiklerin bugün dünyada en çok üretilen ve çok
sayıda kullanım alanı olan türü termoplastiklerdir.
Başlıca termoplastik çeşitleri olarak aşağıda
belirtilen plastikler verilmektedir.
·
Alçak ve
yüksek yoğunluklu polietilen.
·
Linear
alçak yoğunluklu polietilen.
·
Yüksek
molekül ağırlıklı polietilen.
·
Polivinilklorür ve vinil kopolimerleri.
·
Polistiren.
·
Polipropilen.
·
Termoplastik poliamid.
·
Poliamid-imid.
·
Sulfon
polimerleri.
·
Polimetil
penten.
·
Fenilen
oksit kökenli reçine.
·
Epoksi.
·
Asetal
homopolimeri.
·
Asetal
kopolimeri.
·
Polikarbonat.
·
Termoplastik poliester (polietilen tereftalat).
·
Termoplastik kopoliester.
·
Polibütilen.
·
Poliüretan.
·
Selülozikler.
·
Stiren
akrilonitril.
·
ABS
·
Poliakrilat.
·
Naylon.
·
Nitril
reçine.
·
Polifenilen sülfit.
·
Termoplastik elastomerler
·
Alil (allyl)
Türkiye’de tüketilen plastiklerin %75-80’lere
varan büyük bir bölümünü alçak yoğunluklu polietilen (AYPE) yüksek
yoğunluklu polietilen (YYPE), polivinilklorür (PVC) polistiren (PS),
gibi yaygın kullanımlı termoplastikler oluşturmaktadır. Bu
plastiklerin yurt içi üretiminin tamamı PETKİM Petrokimya Holding A.Ş.
tarafından yapılmaktadır. PETKİM, Yarımca-İzmit ve Aliağa-İzmir’deki
iki ayrı petrokimya kompleksine söz konusu üretimleri
gerçekleştirmektedir.
|